İngilizce Dersi:

Memrise'da
Bob Dylan ile İngilizce öğrenin!

Memrise'ın anadili İngilizce olan kişilerin yer aldığı '"Muder Most Foul"videosundan İngilizce kelime öğren
Memrise'ın anadili İngilizce olan kişilerin yer aldığı '"Muder Most Foul"videosundan İngilizce kelime öğren
Öğrenilecek 185 kelime/ifade
to be
olmak
a day
gün
to live
yaşamak; (bir şehirde) oturmak
a president
başkan
to die
ölmek
to lead
-e çıkmak; ulaşmak; önderlik etmek
to wait
beklemek
a minute
dakika
a boy
erkek çocuk
to know
bilmek; tanımak
a head
baş
a car
araba
a dog
köpek
a matter
mesele
time
zaman; saat
the timing
zamanlama
right
doğru; haklı; sağ (yön)
a debt
borç
to collect
toplamak
to kill
öldürmek
respect
saygı
shock
şok
face
yüz
to take
getirmek; almak; kabul etmek
a place
yer
a brain
bir beyin
a king
kral
a watch
kol saati
a surprise
sürpriz
quickly
hızlı (bir şekilde)
an eye
göz
a sun
güneş
perfectly
mükemmel bir şekilde
to execute
çalıştırmak
a wolf
bir kurt
a man
erkek
a murder
cinayet
a foul
faul
a child
çocuk
to understand
anlamak; kavramak
to hold
tutmak; taşımak
a hand
el
to slide
kaymak
to get
almak; olmak; anlamak
a coat
palto; ceket
a ferry
bir feribot
a dress
elbise
to pick up
telefonu açmak; almak
a piece
parça
to order
sipariş vermek; sıralamak; düzenlemek
a flag
bayrak
a stage
sahne
to put
koymak
a window
pencere
to roll
yuvarlanmak
a party
parti
behind
arkasında
a door
kapı
a brick
tuğla
to love
çok sevmek
a foot
ayak
a tank
tank; depo
gas
gaz
to try
denemek
to make
yapmak; bulunmak
black
siyah
a singer
şarkıcı
white
beyaz
a show
gösteri
a cop
bir polis
a beach
sahil
a nightmare
kâbus
money
para
a shoe
bir ayakkabı
to ask
sormak
a country
ülke
cash
nakit para
to burn
yakmak
to turn
dönmek
to fly
uçmak
to ride
binmek; sürmek
the fate
kader
to hope
ummak
a charity
hayır kurumu; bağış
to run
koşmak; yürütmek
to see
görmek; anlamak; görünmek
to shoot
vurmak (silahla)
invisible
görünmez
to give
vermek
damn
lanet olsun; kahretsin
the truth
gerçek
to go
gitmek; çıkmak
to shut
kapatmak
a mouth
ağız
to say
söylemek; demek
a business
firma; iş
to hear
duymak; dinlemek; haber almak
a queen
kraliçe
long
uzun
next to
yanında
a wife
karı; eş
straight
düz
left
sol
a lap
kucak; ip; tur
Lord
Lord
a trap
tuzak
a quarter
çeyrek
a street
sokak
a body
vücut
pain
ağrı; acı
a soul
bir ruh
to search
aramak
freedom
özgürlük
over
üzerinden
to hate
nefret etmek
to tell
anlatmak; söylemek
dead
ölü
to send
göndermek
to lie
bir yerde olmak; uzanmak; yalan söylemek
to throw
fırlatmak; atmak
a gun
tabanca
to walk
yürümek; -e girmek
to wake up
uyanmak
to drive
sürmek; arabayla gitmek
to keep
devam etmek; saklamak; tutmak
a radio
radyo
to touch
dokunmak
a mile
bir mil
to fill
doldurmak
anyone
herhangi biri; hiç kimse
blood
kan
an ear
kulak
before
önünde; -den önce; önceki
cruel
zalim
to mean
demek istemek; bir şey anlamına gelmek
ugly
çirkin
a thing
şey
a human
insan
a son
erkek çocuk; oğul
an age
çağ; yaş
to begin
başlamak
to come
gelmek
to swear
küfretmek; yemin etmek
to let
izin vermek
to decide
karar vermek
a towel
havlu
new
yeni
a nation
millet
slow
yavaş
an hour
saat
past
geçmiş; bitmiş; geçe
to speak
konuşmak; (dil) bilmek
a tongue
dil
top
ilk
a lung
bir akciğer
to play
oynamak
a song
şarkı
to hang
asmak
a court
avlu; mahkeme
to remember
hatırlamak
to write
yazmak
a name
ad; isim
radical
köktenci; radikal
blind
kör
an owner
sahip
to feel
hissetmek; dokunmak
good
iyi
to limit
sınırlamak; kısıtlamak
a tragedy
bir trajedi
a scene
olay yeri; rezillik
crime
suç
one
bir; 1
to bite
ısırmak
the dust
toz
old
yaşlı; eski
the trust
güven
to stand
ayakta durmak; dayanmak
to explode
patlamak
to fall
düşmek
a master
bir usta
jazz
caz
a number
sayı; numara
odd
tuhaf; tek; ihtimal
to cry
ağlamak
a river
nehir
Öğrenilecek 185 kelime/ifade
to be
olmak
a day
gün
to live
yaşamak; (bir şehirde) oturmak
a president
başkan
to die
ölmek
to lead
-e çıkmak; ulaşmak; önderlik etmek
to wait
beklemek
a minute
dakika
a boy
erkek çocuk
to know
bilmek; tanımak
a head
baş
a car
araba
a dog
köpek
a matter
mesele
time
zaman; saat
the timing
zamanlama
right
doğru; haklı; sağ (yön)
a debt
borç
to collect
toplamak
to kill
öldürmek
respect
saygı
shock
şok
face
yüz
to take
getirmek; almak; kabul etmek
a place
yer
a brain
bir beyin
a king
kral
a watch
kol saati
a surprise
sürpriz
quickly
hızlı (bir şekilde)
an eye
göz
a sun
güneş
perfectly
mükemmel bir şekilde
to execute
çalıştırmak
a wolf
bir kurt
a man
erkek
a murder
cinayet
a foul
faul
a child
çocuk
to understand
anlamak; kavramak
to hold
tutmak; taşımak
a hand
el
to slide
kaymak
to get
almak; olmak; anlamak
a coat
palto; ceket
a ferry
bir feribot
a dress
elbise
to pick up
telefonu açmak; almak
a piece
parça
to order
sipariş vermek; sıralamak; düzenlemek
a flag
bayrak
a stage
sahne
to put
koymak
a window
pencere
to roll
yuvarlanmak
a party
parti
behind
arkasında
a door
kapı
a brick
tuğla
to love
çok sevmek
a foot
ayak
a tank
tank; depo
gas
gaz
to try
denemek
to make
yapmak; bulunmak
black
siyah
a singer
şarkıcı
white
beyaz
a show
gösteri
a cop
bir polis
a beach
sahil
a nightmare
kâbus
money
para
a shoe
bir ayakkabı
to ask
sormak
a country
ülke
cash
nakit para
to burn
yakmak
to turn
dönmek
to fly
uçmak
to ride
binmek; sürmek
the fate
kader
to hope
ummak
a charity
hayır kurumu; bağış
to run
koşmak; yürütmek
to see
görmek; anlamak; görünmek
to shoot
vurmak (silahla)
invisible
görünmez
to give
vermek
damn
lanet olsun; kahretsin
the truth
gerçek
to go
gitmek; çıkmak
to shut
kapatmak
a mouth
ağız
to say
söylemek; demek
a business
firma; iş
to hear
duymak; dinlemek; haber almak
a queen
kraliçe
long
uzun
next to
yanında
a wife
karı; eş
straight
düz
left
sol
a lap
kucak; ip; tur
Lord
Lord
a trap
tuzak
a quarter
çeyrek
a street
sokak
a body
vücut
pain
ağrı; acı
a soul
bir ruh
to search
aramak
freedom
özgürlük
over
üzerinden
to hate
nefret etmek
to tell
anlatmak; söylemek
dead
ölü
to send
göndermek
to lie
bir yerde olmak; uzanmak; yalan söylemek
to throw
fırlatmak; atmak
a gun
tabanca
to walk
yürümek; -e girmek
to wake up
uyanmak
to drive
sürmek; arabayla gitmek
to keep
devam etmek; saklamak; tutmak
a radio
radyo
to touch
dokunmak
a mile
bir mil
to fill
doldurmak
anyone
herhangi biri; hiç kimse
blood
kan
an ear
kulak
before
önünde; -den önce; önceki
cruel
zalim
to mean
demek istemek; bir şey anlamına gelmek
ugly
çirkin
a thing
şey
a human
insan
a son
erkek çocuk; oğul
an age
çağ; yaş
to begin
başlamak
to come
gelmek
to swear
küfretmek; yemin etmek
to let
izin vermek
to decide
karar vermek
a towel
havlu
new
yeni
a nation
millet
slow
yavaş
an hour
saat
past
geçmiş; bitmiş; geçe
to speak
konuşmak; (dil) bilmek
a tongue
dil
top
ilk
a lung
bir akciğer
to play
oynamak
a song
şarkı
to hang
asmak
a court
avlu; mahkeme
to remember
hatırlamak
to write
yazmak
a name
ad; isim
radical
köktenci; radikal
blind
kör
an owner
sahip
to feel
hissetmek; dokunmak
good
iyi
to limit
sınırlamak; kısıtlamak
a tragedy
bir trajedi
a scene
olay yeri; rezillik
crime
suç
one
bir; 1
to bite
ısırmak
the dust
toz
old
yaşlı; eski
the trust
güven
to stand
ayakta durmak; dayanmak
to explode
patlamak
to fall
düşmek
a master
bir usta
jazz
caz
a number
sayı; numara
odd
tuhaf; tek; ihtimal
to cry
ağlamak
a river
nehir
Beğendiğin YouTube içeriğinden ilham alan derslerle İngilizce öğren
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İngilizceni daha hızlı geliştir
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise derslerine dönüştürüldü
Beğendiğin YouTube içeriğinden ilham alan derslerle İngilizce öğren
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İngilizceni daha hızlı geliştir
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise, YouTube, TikTok ve diğer kaynaklardan binlerce yerli konuşmacı videosunu temel alan yoğunlaştırıcı dil dersleri oluşturur! İlgi alanların ve tutkuların ne olursa olsun, senin için bir dersimiz var. Teknolojimiz, bu videolardan temel kelimeleri çıkarır ve İngilizce becerilerini geliştirmene yardımcı olmak için benzersiz dil dersleri halinde paketler.