İngilizce Dersi:

Memrise'da
IBTimes UK ile İngilizce öğrenin!

Memrise'ın anadili İngilizce olan kişilerin yer aldığı '"Monarşi hakkındaki görüşler"videosundan İngilizce kelime öğren
Memrise'ın anadili İngilizce olan kişilerin yer aldığı '"Monarşi hakkındaki görüşler"videosundan İngilizce kelime öğren
Öğrenilecek 155 kelime/ifade
ninth
dokuzuncu; 9.
September
Eylül
a queen
kraliçe
a set
set
to break
kırmak
a record
kayıt; rekor
a grandmother
büyükanne
to become
olmak; dönüşmek
the UK
Birleşik Krallık
a head
baş
many
birçok (sayılabilir isimlerle)
people
insanlar
across
karşısında; karşıda
the country
ülke
to expect
beklemek; ummak
to celebrate
kutlamak
a moment
dakika
everybody
herkes
a phone
telefon
an achievement
bir başarım
to achieve
ulaşmak
just
ibaret; adil; sadece
good
iyi
time
zaman; saat
genetic
genetik
given
verilen; belirtilen
a job
life
hayat; yaşam
an age
çağ; yaş
twenty
yirmi; 20
still
hâlâ; durgun
around
etrafında; yaklaşık; civarı
eighty
seksen; 80
ninety
doksan; 90
to happen
olmak; meydana gelmek
never
hiç; asla; hiçbir zaman
to fight
dövüşmek
a challenge
zorlu görev; meydan okuma
denial
inkar
really?!
gerçekten mi?!
anything
hiçbir şey (olumsuz ve soru)
tight
sıkı; dar
to manage
idare etmek; yönetmek
why?
neden?
an office
ofis
more
biraz daha; daha
sixty
altmış; 60
a year
yıl
without
-siz; -sız; olmadan
a chance
ihtimal; şans
a change
değişim
to run
koşmak; yürütmek
the republic
cumhuriyet
political
siyasi
pressure
basınç
a group
grup
to seek
aramak; peşinde koşmak
to found
kurmak; tesis etmek; temelini atmak
nineteen
on dokuz; 19
a campaign
kampanya
new
yeni
a system
sistem
to argue
tartışmak; iddia etmek
to harm
zarar vermek
to say
söylemek; demek
whole
tüm
sense
anlam
sort of
sayılır; gibi
democratic
demokratik
culture
kültür
a reform
reform
to think
düşünmek
a majority
çoğunluk
quite
oldukça
last
son; geçen
a thing
şey
serious
ciddi
to need
ihtiyacı olmak
a crown
taç
particularly
özellikle
a monkey
maymun
a part
kısım; bölüm
absolutely
kesinlikle
central
merkezi
wrong
yanlış, hatalı
aside
kenar; yanı sıra
royal
kraliyet
a secret
sır
access
erişim
a million
bir milyon
a pound
pound (£)
money
para
politics
siyaset
to buy
satın almak
closed
kapalı
a door
kapı
also
de; da (hem de)
a problem
sorun
to address
hitap etmek
the popularity
popülarite; bilinirlik
ruling
hüküm
a family
aile
to remain
(aynı durumda) kalmak
a survey
anket; araştırma
to find
bulmak
to favour
lehine olmak
to oppose
karşı çıkmak
only
sadece; tek
seventeen
on yedi; 17
to decide
karar vermek
to ask
sormak
a tourist
turist
outside
dışarıya
to be up
uyanık olmak; ayakta olmak
proud
gururlu
left
sol
honest
dürüst
nice
hoş; güzel
unusual
alışılmadık
unique
benzersiz
to make it
başarmak
constitutional
anayasal
to seem
gibi görünmek
a desire
arzu
entirely
tamamen
a choice
seçim
despite
rağmen
the perception
algı
to turn
dönmek
against
karşı
to talk
konuşmak; anlatmak
a street
sokak
a meeting
toplantı
to look
bakmak; görünmek
a look
bakış; görünüş
look at that
şuna bak
a load
bir yük; bir kargo
an issue
mesele
for example
mesela
gay
eşcinsel
marriage
evlilik
western
batıya ait
a society
topluluk
now
şimdi
including
dahil
supreme
üstün
a court
avlu; mahkeme
quickly
hızlı (bir şekilde)
an opportunity
fırsat
to engage
başlamak; bağlanmak; tutmak
a discussion
tartışma
to count
saymak
to continue
devam etmek
to sit
oturmak
small
küçük
Öğrenilecek 155 kelime/ifade
ninth
dokuzuncu; 9.
September
Eylül
a queen
kraliçe
a set
set
to break
kırmak
a record
kayıt; rekor
a grandmother
büyükanne
to become
olmak; dönüşmek
the UK
Birleşik Krallık
a head
baş
many
birçok (sayılabilir isimlerle)
people
insanlar
across
karşısında; karşıda
the country
ülke
to expect
beklemek; ummak
to celebrate
kutlamak
a moment
dakika
everybody
herkes
a phone
telefon
an achievement
bir başarım
to achieve
ulaşmak
just
ibaret; adil; sadece
good
iyi
time
zaman; saat
genetic
genetik
given
verilen; belirtilen
a job
life
hayat; yaşam
an age
çağ; yaş
twenty
yirmi; 20
still
hâlâ; durgun
around
etrafında; yaklaşık; civarı
eighty
seksen; 80
ninety
doksan; 90
to happen
olmak; meydana gelmek
never
hiç; asla; hiçbir zaman
to fight
dövüşmek
a challenge
zorlu görev; meydan okuma
denial
inkar
really?!
gerçekten mi?!
anything
hiçbir şey (olumsuz ve soru)
tight
sıkı; dar
to manage
idare etmek; yönetmek
why?
neden?
an office
ofis
more
biraz daha; daha
sixty
altmış; 60
a year
yıl
without
-siz; -sız; olmadan
a chance
ihtimal; şans
a change
değişim
to run
koşmak; yürütmek
the republic
cumhuriyet
political
siyasi
pressure
basınç
a group
grup
to seek
aramak; peşinde koşmak
to found
kurmak; tesis etmek; temelini atmak
nineteen
on dokuz; 19
a campaign
kampanya
new
yeni
a system
sistem
to argue
tartışmak; iddia etmek
to harm
zarar vermek
to say
söylemek; demek
whole
tüm
sense
anlam
sort of
sayılır; gibi
democratic
demokratik
culture
kültür
a reform
reform
to think
düşünmek
a majority
çoğunluk
quite
oldukça
last
son; geçen
a thing
şey
serious
ciddi
to need
ihtiyacı olmak
a crown
taç
particularly
özellikle
a monkey
maymun
a part
kısım; bölüm
absolutely
kesinlikle
central
merkezi
wrong
yanlış, hatalı
aside
kenar; yanı sıra
royal
kraliyet
a secret
sır
access
erişim
a million
bir milyon
a pound
pound (£)
money
para
politics
siyaset
to buy
satın almak
closed
kapalı
a door
kapı
also
de; da (hem de)
a problem
sorun
to address
hitap etmek
the popularity
popülarite; bilinirlik
ruling
hüküm
a family
aile
to remain
(aynı durumda) kalmak
a survey
anket; araştırma
to find
bulmak
to favour
lehine olmak
to oppose
karşı çıkmak
only
sadece; tek
seventeen
on yedi; 17
to decide
karar vermek
to ask
sormak
a tourist
turist
outside
dışarıya
to be up
uyanık olmak; ayakta olmak
proud
gururlu
left
sol
honest
dürüst
nice
hoş; güzel
unusual
alışılmadık
unique
benzersiz
to make it
başarmak
constitutional
anayasal
to seem
gibi görünmek
a desire
arzu
entirely
tamamen
a choice
seçim
despite
rağmen
the perception
algı
to turn
dönmek
against
karşı
to talk
konuşmak; anlatmak
a street
sokak
a meeting
toplantı
to look
bakmak; görünmek
a look
bakış; görünüş
look at that
şuna bak
a load
bir yük; bir kargo
an issue
mesele
for example
mesela
gay
eşcinsel
marriage
evlilik
western
batıya ait
a society
topluluk
now
şimdi
including
dahil
supreme
üstün
a court
avlu; mahkeme
quickly
hızlı (bir şekilde)
an opportunity
fırsat
to engage
başlamak; bağlanmak; tutmak
a discussion
tartışma
to count
saymak
to continue
devam etmek
to sit
oturmak
small
küçük
Beğendiğin YouTube içeriğinden ilham alan derslerle İngilizce öğren
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İngilizceni daha hızlı geliştir
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise derslerine dönüştürüldü
Beğendiğin YouTube içeriğinden ilham alan derslerle İngilizce öğren
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İngilizceni daha hızlı geliştir
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise, YouTube, TikTok ve diğer kaynaklardan binlerce yerli konuşmacı videosunu temel alan yoğunlaştırıcı dil dersleri oluşturur! İlgi alanların ve tutkuların ne olursa olsun, senin için bir dersimiz var. Teknolojimiz, bu videolardan temel kelimeleri çıkarır ve İngilizce becerilerini geliştirmene yardımcı olmak için benzersiz dil dersleri halinde paketler.