İngilizce Dersi:

Memrise'da
GBNews ile İngilizce öğrenin!

Memrise'ın anadili İngilizce olan kişilerin yer aldığı '"Süpermarketlerde Kısıtlama"videosundan İngilizce kelime öğren
Memrise'ın anadili İngilizce olan kişilerin yer aldığı '"Süpermarketlerde Kısıtlama"videosundan İngilizce kelime öğren
Öğrenilecek 121 kelime/ifade
now
şimdi
to reflect
yansıtmak
a million
bir milyon
empty
boş
perhaps
belki
a week
hafta
to come
gelmek
at least
en az
a supermarket
süpermarket
to start
başlamak
fruit
meyve
a salad
bir salata
particular
belli; özel
because
çünkü
fresh
taze
to produce
üretmek
yesterday
dün
to put
koymak
a tomato
bir domates
pepper
karabiber
quite
oldukça
a list
liste
to do
yapmak
winter
kış
a month
ay
of course
elbette; tabii ki
to hit
vurmak; çarpmak
high
yüksek
even
hatta; eşit
snow
kar
to call
yardım istemek; çağırmak
perfect!
mükemmel!; kusursuz
a storm
fırtına
the UK
Birleşik Krallık
to cut
kesmek
back
arka; geri
production
üretim
a price
fiyat
gas
gaz
to need
ihtiyacı olmak
to grow
büyümek; yetişmek
a term
dönem; tabir
to go
gitmek; çıkmak
to speak
konuşmak; (dil) bilmek
a moment
dakika
national
ulusal
a union
sendika
a conference
konferans; toplantı
Birmingham
Birmingham
first
birinci; 1.
to talk
konuşmak; anlatmak
to try
denemek
to manage
idare etmek; yönetmek
to find
bulmak
anything
hiçbir şey (olumsuz ve soru)
outside
dışarıya
to decide
karar vermek
certain
kesin
many
birçok (sayılabilir isimlerle)
other
diğer; diğeri
around
etrafında; yaklaşık; civarı
the country
ülke
to see
görmek; anlamak; görünmek
a little
biraz
a sign
işaret
to say
söylemek; demek
only
sadece; tek
to buy
satın almak
a problem
sorun
actually
aslında
more
biraz daha; daha
food
yiyecek
for example
mesela
to get
almak; olmak; anlamak
to stand
ayakta durmak; dayanmak
an area
alan; bölge
people
insanlar
local
yerel
a university
üniversite
also
de; da (hem de)
a city
şehir
to ask
sormak
to affect
etkilemek
a way
yol; bakım; yöntem
to eat in
içerde yemek; yemek için
to understand
anlamak; kavramak
to think
düşünmek
fair
adil; fuar
somebody
birisi; biri
probably
büyük olasılıkla
a deal
anlaşma
to feel
hissetmek; dokunmak
to mean
demek istemek; bir şey anlamına gelmek
just
ibaret; adil; sadece
to end
sonlandırmak
ready
hazır
honest
dürüst
really?!
gerçekten mi?!
financial
mali
how much
ne kadar (sayılamayan isimlerden önce)
to be going ...
... gitmek; ... gidiyor olmak
a vegetable
sebze
quality
kalite
to cook
pişirmek; yemek yapmak
almost
hemen hemen; neredeyse
an idea
fikir
a thing
şey
completely
tamamen
to hear
duymak; dinlemek; haber almak
a decision
karar
to work
çalışmak; işe yaramak
to ensure
sağlamak
a customer
müşteri
able
yapabilmek
access
erişim
wide
geniş
a range
ürün yelpazesi; silsile; sınır
a source
kaynak
to sit
oturmak
different
farklı
an egg
yumurta
Öğrenilecek 121 kelime/ifade
now
şimdi
to reflect
yansıtmak
a million
bir milyon
empty
boş
perhaps
belki
a week
hafta
to come
gelmek
at least
en az
a supermarket
süpermarket
to start
başlamak
fruit
meyve
a salad
bir salata
particular
belli; özel
because
çünkü
fresh
taze
to produce
üretmek
yesterday
dün
to put
koymak
a tomato
bir domates
pepper
karabiber
quite
oldukça
a list
liste
to do
yapmak
winter
kış
a month
ay
of course
elbette; tabii ki
to hit
vurmak; çarpmak
high
yüksek
even
hatta; eşit
snow
kar
to call
yardım istemek; çağırmak
perfect!
mükemmel!; kusursuz
a storm
fırtına
the UK
Birleşik Krallık
to cut
kesmek
back
arka; geri
production
üretim
a price
fiyat
gas
gaz
to need
ihtiyacı olmak
to grow
büyümek; yetişmek
a term
dönem; tabir
to go
gitmek; çıkmak
to speak
konuşmak; (dil) bilmek
a moment
dakika
national
ulusal
a union
sendika
a conference
konferans; toplantı
Birmingham
Birmingham
first
birinci; 1.
to talk
konuşmak; anlatmak
to try
denemek
to manage
idare etmek; yönetmek
to find
bulmak
anything
hiçbir şey (olumsuz ve soru)
outside
dışarıya
to decide
karar vermek
certain
kesin
many
birçok (sayılabilir isimlerle)
other
diğer; diğeri
around
etrafında; yaklaşık; civarı
the country
ülke
to see
görmek; anlamak; görünmek
a little
biraz
a sign
işaret
to say
söylemek; demek
only
sadece; tek
to buy
satın almak
a problem
sorun
actually
aslında
more
biraz daha; daha
food
yiyecek
for example
mesela
to get
almak; olmak; anlamak
to stand
ayakta durmak; dayanmak
an area
alan; bölge
people
insanlar
local
yerel
a university
üniversite
also
de; da (hem de)
a city
şehir
to ask
sormak
to affect
etkilemek
a way
yol; bakım; yöntem
to eat in
içerde yemek; yemek için
to understand
anlamak; kavramak
to think
düşünmek
fair
adil; fuar
somebody
birisi; biri
probably
büyük olasılıkla
a deal
anlaşma
to feel
hissetmek; dokunmak
to mean
demek istemek; bir şey anlamına gelmek
just
ibaret; adil; sadece
to end
sonlandırmak
ready
hazır
honest
dürüst
really?!
gerçekten mi?!
financial
mali
how much
ne kadar (sayılamayan isimlerden önce)
to be going ...
... gitmek; ... gidiyor olmak
a vegetable
sebze
quality
kalite
to cook
pişirmek; yemek yapmak
almost
hemen hemen; neredeyse
an idea
fikir
a thing
şey
completely
tamamen
to hear
duymak; dinlemek; haber almak
a decision
karar
to work
çalışmak; işe yaramak
to ensure
sağlamak
a customer
müşteri
able
yapabilmek
access
erişim
wide
geniş
a range
ürün yelpazesi; silsile; sınır
a source
kaynak
to sit
oturmak
different
farklı
an egg
yumurta
Beğendiğin YouTube içeriğinden ilham alan derslerle İngilizce öğren
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İngilizceni daha hızlı geliştir
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise derslerine dönüştürüldü
Beğendiğin YouTube içeriğinden ilham alan derslerle İngilizce öğren
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İlgilendiğin konuların İngilizce videoları
İngilizceni daha hızlı geliştir
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise derslerine dönüştürüldü
Memrise, YouTube, TikTok ve diğer kaynaklardan binlerce yerli konuşmacı videosunu temel alan yoğunlaştırıcı dil dersleri oluşturur! İlgi alanların ve tutkuların ne olursa olsun, senin için bir dersimiz var. Teknolojimiz, bu videolardan temel kelimeleri çıkarır ve İngilizce becerilerini geliştirmene yardımcı olmak için benzersiz dil dersleri halinde paketler.